Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, üyeleri arasında yapılan Temmuz ayı anketinin sonuçlarına dayanarak yaptığı değerlendirmede organize perakende için zor bir sürecin başladığını belirterek, “Eylül ayından itibaren enflasyonla mücadele kampanyası önerimiz oldu. 2018’dekine benzer topyekûn bir kampanya, hem enflasyonu dizginlememizde hem de talebin canlı tutulmasında olumlu katkı sağlayabilir” dedi.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), üyeleri arasında yaptığı Temmuz ayı anketinin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Anketi değerlendiren BMD Başkanı Sinan Öncel, yılın ilk yarısını genel olarak verimli geçiren perakende sektörü için Temmuz’la birlikte zorlu bir dönemin başladığının işaretlerini aldıklarını söyledi. Ekonomiyi soğutmayı hedefleyen ‘parasal sıkılaştırma’ önlemlerinin ve kredi faizlerinde meydana gelen artışın olumsuz yansımalarını hissetmeye başladıklarını bildiren Öncel, şöyle devam etti:
Adet satışları geriledi
“Haziran ayı ile kıyasladığımızda Temmuz’da üyelerimizin sadece yüzde 41’inin adet satışları artarken, yüzde 47’sinin geriledi; yüzde 12’sinin aynı kaldı.
Turizm sezonuna rağmen cirolardaki artış hızı yavaşladı. Haziran’a göre Temmuz’da üyelerimizin yüzde 58’nin cirosunda artış, yüzde 38’inde düşüş olduğu, yüzde 4’ünün ise aynı kaldığı görülüyor. Sektör özelinde Temmuz’da tatil sezonunun etkisiyle yabancılara satıştaki kısmi artış belki memnuniyet verici ancak geçen yaz sezonundaki adetlere ulaşabildiğimizi söyleyemeyiz.
Bizim iç talebi daraltmadan enflasyonla mücadelenin yollarını bulmamız gerekiyor. BMD olarak Eylül ayından itibaren enflasyonla mücadele kampanyası önerimiz oldu. 2018’dekine benzer topyekûn bir kampanya, hem enflasyonu dizginlememizde hem de talebin canlı tutulmasında olumlu katkı sağlayabilir.”
“İthalata ek vergi ağır bir darbe olur”
Sinan Öncel, dış ticaret açığı veren sektörlerde ithalat vergilerinin artırılacağı yönündeki haberleri de endişe ile takip ettiklerini bildirdi. Türkiye’de üretim için gerekli birçok kalemde ham madde ve ara malın ithal edildiğini hatırlatan Öncel, sözlerini şöyle noktaladı: “Orta ve uzun vadede ham madde ve ara malda yurt dışına bağımlılığımızı azaltalım; mümkün olanları ülkemizde üretelim.
Ancak bugünün şartlarında üretim için ihtiyacımız olan bazı hammadde ve aramalları yurt dışından getirmek zorundayız. Ayrıca bugün perakende sektöründe satışının önemli kısmını turistlere yapan üst segment grubu ithal markalarımız var. Özellikle ayakkabı ve kumaşta neredeyse dünyanın en yüksek gümrük vergilerini ödüyoruz. İthalat üzerinde zaten çok yüksek oranlı referans fiyat uygulamaları da var. İlave her yük o ürün grubundaki firmalar için ağır bir darbe olur.
İç pazarın daralma eğilimine girdiği, finansmana erişimin zorlaştığı dönemde bir de ek vergi yükünü taşımakta zorlanırız. Pandemiden sonra markalarımız gerek yeni mağaza gerekse e-ticaret konusunda önemli yatırımlar yaptılar. Çoğunluğu genç olmak üzere 450 bine yakın insanımızı istihdam ediyoruz. Biz tıpkı pandemide olduğu gibi bu dönemi de istihdamımızı koruyarak geçirmek istiyoruz. Ekonomi yönetiminin de bu konuyu dikkate alacağına inanıyoruz.”